İlkbaharın burcu koç bu defa bir dolunayla sonbaharı karşılamamızı sağlıyor. Önümüzdeki yıl tutulmaların habercisi! Koç zodyağın ilk burcu, hayatın başlangıcı, daima yeni deneyimlerin habercisi…
“Dolunay fazı Ay’ın bütünüyle göründüğü, Güneş’in ışınını tam olarak yansıttığı fazdır. Ortada ne varsa görülmektedir. Daha önce tohumu atılan ve yapılandırılmaya çalışılan şeyler artık bütünlüğüne ulaşmaktadır. Bu, kişinin kendi bireyliği ise, ne şekilde yapılandığı gözler önündedir. Bu bir projeyse, proje artık tamamlanmaktadır. Şimdi ortada ürün görülmektedir. Dolayısıyla bu ürünün nasıl olduğu da görülmekte ve ona ayna tutulmaktadır. Dolunay’da oluşan Güneş-Ay karşıtlığı kişinin kendisine meydan okuyan ya da ayna tutanlar kanalıyla farkındalık geliştirmesinin işaretidir. Bu evrede tarafsızlık, nesnelliklik gerekir. Bu sayede karşıtlıklar birbirini tamamlar ve dengeler. Projeler bu farkındalıkla bitirilir. Ancak bir şeyin sonlanması ve yeni bir şeyin başlaması için daha üç faz deneyimlenmesi gerekmektedir.”
Dolunay koç burcunun 16 dr ve şironla kavuşumda, venüse karşıt ve haritanın 10. evinde gerçekleşiyor. Ufuk çizgisinde yengeç burcunu görüyoruz. Dolunayın yöneticisi mars ise 12. evde ikizler burcunda retrosuna hazırlanıyor!
Şu ana kadar yazdıklarım astroloji bilenler için çok anlamlı olsa da bilmeyenler için eee yani sorusunu getiriyor…
Koç burcunda gerçekleşen dolunlar, yönetici gezegen marsın doğasını yani rekabeti, kavgayı, mücadele edeceğimiz durumları getirir. Kariyer, iş, patron, müdür ve tüm otorite figürleri ile aramızda gerçekleşebilecek çatışmalara işaret ediyor. Toplum önünde duruşunuzu değiştirecek, maddi kayıpların olabileceği durumlar gündeme gelebilir. Negatiften beslenmekten hoşlanmayan biri olarak bunları yazarken iyi şey vardı da ben mi yazmadım diye kendimi savunarak devam edeceğim. Diğer taraftan yükselende yengeç burcunu bize aile, kökler, ebeveynlerimizle ilişkilerimiz, ev, arsa alma ve satma gibi konularlar meşgul olabiliriz.
İlişkilerimizde yüzleşme halinde olduğumuz bir süreci geride bırakırken merkür’ün ileri hareketiyle birlikte benzer konuların üstünden geçmek zorunda kalabiliriz. Dürüst ve adil bir iletişim kurmak, kendi karanlığımızla yüzleşmek, aceleci, sabırsız yanlarımızı görerek bu yanlarımızı törpülemek iyi gelebilir. Sürekli başkalarını suçlayarak yol alamayacağımız gibi, kendimizi suçlama batağından da çıkabilmek çok kıymetli! Aynı şeyleri tekrar ediyorsan, değiştirmen gereken davranışlarımızı görebilmeliyiz. Koç her türlü çocukluğuna rağmen, dürüst, doğru yolda olmayı seçer. Hızla değişen heveslerimizi, ani parlamalarını ateşle parlatırsak bu ateş ekim ayı içinde hem kendimizi hem karşımızdakini yakar!
Diğer taraftan dolunay bize komplekslerimizle yüzleşme fırsatı yaratabilir. Yetişemediğimiz, erişemediğimiz, yapamayacağımızı düşündüğümüz durumlarla yüzleşebilir, keyfimizi kaçırabiliriz. Ruhsal olarak agresif olmakla birlikte, depresif olabiliriz. Bu duyguyu beslemek yerine kendi hayatımızın şifacısı ve kahramanı olalım. Düşünmeden hareket etmeyelim, bu süreçte ne bizim nede karşımızdakinin söylemlerinin içi doldurulamayabilir. Buna alınmak, büyütmek ve kriz çıkarmak hiç birimize bir şey kazandırmaz.
Yeni heyecan verici ilişkiler gündeme gelebilir, bir gece dışarı çıkıp hayatımın kadınını erkeğini buldum diye dönebiliriz. Koç’un hızlı başlayan hızlı biten ilişki modeli olduğunu unutmayalım…
Sağlık açısından baş ağrıları, migren sorunları, kafa, yüz yaralanmalar, kan sorunları olabilir. Dikkatli olalım!
Sevgilerimle
Alıntı: Barış İlhan